Yüz Bakımında Bilinmesi Gerekenler
Yüzü ilgilendiren bakım uygulamalarının doğru şekilde yapılması, meyvesini ilerleyen yaşlarda veren uzun vadeli bir yatırımdır. Tonik seçimi ve kullanımı, temizliğin etkin bir şekilde yapılması, cilt tipine uygun ve mümkün olduğunca doğal içerikli ürünlerin kullanılması, sabun seçimi gibi birçok konuya erken yaşlardan itibaren dikkat edilmesi halinde uzun vadeli bir cilt bakımından söz edilebilir. Yüz bakımı erken yaşlarda başlandığında 40 yaş sonrası hayali kurulan, 5-10 yaş daha genç görünümlü bir yüze sahip olunmasını sağlayacaktır. Yüzdeki yağlar parçalanmasına neden olan ve bu sebepten ötürü de uzun vadeli kullanımda yüzün kurumasına sebebiyet veren temizlik ürünleri yerine organik bileşenli temizlik ürünleri tercih edilmelidir.
Çoğu kadın bilmiyor olmasına karşın 20’li yaşlara kadar yüzün aldığı güneş ışınları, ilerleyen yaşlarda ciltteki yaşlanma etkilerinin hangi oranda ortaya çıkacağını etkiliyor. Dolasıyla cilt bakımı zannedildiği gibi 30’lu yaşlardan itibaren başlanması gereken bir uygulamalar bütünü değil, ne kadar erken başlanırsa o kadar faydalı olan uzun vadeli bir süreçtir. Gençlerin de yüz ve genel cilt bakımında dikkat etmesi gereken birçok husus bulunur ki, bunların başında cildin doğru şekilde temizlenmesi gerekir. Etkili bir şekilde temizlenmeyen, gözeneklerinde yağ partikülleri ve ölü deri hücreleri kalmış olan bir cilde uygulanan besleyici ve nemlendirici ürünlerin etkisi çok daha az olacaktır. Gözenekler tıkalıyken nemlendirici ve içeriğiyle cildi besleyici ürünlerin yüze uygulanması, tahmin edildiği gibi faydadan öte zararlı da olabilir.
Güneşin zararlı UV ışınlarına karşı yüzün korunması gerektiği artık her yaştan kadın tarafından bilinse de, bilinmeyen bunun sadece yaz aylarında denize giderken yapılmaması gerektiğidir. Yaz kış fark etmeksizin güneş ışınlarına karşı mümkün olduğunca doğal içerikli koruyucu ürünlerin kullanılması, cildin de bu zararlı ışınlardan asgari şekilde etkilenmesini sağlayacaktır. Evindeyken bile insanların yüzüne ve cildine güneş ışınları etki etmektedir ki, ilkbaharla birlikte dışarı çıkarken güneş ışınlarına karşı önlem almaya çok daha fazla dikkat edilmesi gerekir. Bu şekilde yüz bölgesindeki yaşlanma etkilerinin minimize edilmesi çok daha kolay olacaktır.
Cildin Genç Görünümünün Korunması
Cildin sağlıklı kalmaya devam ettiği müddetçe genç görünümü koruyabileceği ve geçen yıllara meydan okuyabileceği, cildinin nasıl göründüğü ile yakından ilgilenen kadınların aklından çıkartmaması gereken yegane unsurdur. Cildin bedenden ayrılması mümkün olmayan bir “organ” olduğunu unutan kimi kadınlar, vücut sağlığından bağımsız olarak cildine haricen uygulayacağı çeşitli ürünler ile seneler boyunca genç görüneceğini zannediyor. Vücudun sağlıksız olması halinde zaten insan bedeninin yaşayan bir parçası olan cildin de sağlıklı görünmesi mümkün değildir ki, cilt ancak ve ancak sağlıklı olduğunca genç ve canlı görünebilir. Dışardan nem ve besin takviyeleri uygulamak yerine cildin tüm gereksinimlerini zaten bedenin kendisinden karşıladığını unutmadan, nasıl daha sağlıklı bir yaşam sürdürülebileceğiyle ilgilenmek temel öncelik olmalıdır.
Sağlıklı bir yaşam adına yapılan her şey, cilt bakımı üzerinde de birebir etkilidir. Tabi ki ayrıca cildin zararlı güneş ışınlarından ve mevsimsel etkenlerden korunması da gerekir ancak öncelikle her zaman beden sağlığının yerinde olması ile ilgilenilmelidir. Ayrıca zaten çoğu kadın cildin, güneşin zararlı UV ışınlarından korunması dendiğinde yanlış şeyleri anlamaktadır. Zira cildin güneşin zararlı etkilerinden korunması sadece yazın tatile çıktıktan sonra satın alınan koruyucu kremlerin plaja giderken cilde sürülmesi demek değildir. Evdeyken dahi cilt üzerinde tesir gösteren güneş ışınlarından, ilkbaharın ortalarından korunmaya başlanması gerekir. Ayrıca her mevsimin cilt üzerinde farklı tesirleri bulunur ki, cildin mevsimsel etkilerden korunması demek de sadece kış aylarında çeşitli önlemler alınması demek değildir…
Düzenli ve yeterince uyumak, dolaşım sisteminin “olması gerektiği gibi çalışması için” egzersiz yapmak, kafeinden uzak durmak, sıvı ihtiyacının su yerine farklı içeceklerle karşılanmamasına özen göstermek, yeme içmeye dikkat etmek ve daha da birçok farklı konu insan sağlığını ve dolasıyla cilt sağlığını etkiler. Bu gibi sağlık açısından büyük önem arz eden hususların hiçbirine dikkat etmeden sadece birkaç bitkisel formüle güvenerek, cildin seneler boyunca sağlıklı kalmasının sağlanması mümkün değildir. Nitekim ünlü markaların en pahalı ürünleri veya tamamen bitkisel içerikli formüller de kullanılsa, bu konulara dikkat edilmemesi halinde cildin canlı ve sağlıklı görünümünü koruması da söz konusu olmayacaktır.
Yüzdeki Yaşlanma Etkilerini Azaltma
Cilt bakımının püf noktalarıyla ilgili içerikler her zaman internetin en çok tıklananları arasında yer almıştır. Güzellik ve kozmetik odaklı web sitelerinde binlerce makale ile cilt bakımının nasıl yapılması gerektiğinden bahsedilirken, cildin bedenden ayrı bir şekilde bakılması gereken bir organizma olduğunun düşünülmesine de destek sağlanıyor. Esasen bedenden ayrılması imkansız olan cilt insanla birlikte yaşamaktadır. İnsan bedeninin en geniş organı olarak cildin sağlıklı olması için mutlaka kişinin de sağlıklı olması lazım. Yüz bakımı için mucizevi bitkisel formüllerden bahsedilirken her nedense uyku düzeni, beslenme alışkanlıkları, egzersiz programları, stres faktörü, su tüketimi, sigara gibi faktörlerden bahsedilmiyor. Güneşin zararlı ışınlarından korunmak dendiğinde bile ülkemizdeki pek çok kadın denize girmeden veya plaja gitmeden evvel çok faktörlü güneş kremi sürmeyi anlıyor.
Güneşin zararlı UV ışınları aslında evde cam kenarında otururken bile cilt üzerinde tesir gösterir. Artık dermatologlar ilkbaharın ortalarından itibaren dışarı çıkarken özellikle yüze çeşitli koruyucu kremler sürülmesini ve güneşin zararlı ışınlarına karşı her zaman önlem alınmasını tavsiye ediyor. Cildin ihtiyaç duyduğu bütün mineral ve vitaminlerin mutlaka dışardan uygulanan ürünlerle alınabileceğini zannedilirken, çoğu kadın bedeninin zaten cildinin bütün ihtiyaçlarını karşıladığından habersiz. Mineral ve vitaminlerin haricinde cildin ihtiyacı olan nemin de mutlaka dışardan haricen uygulanan ürünlerle alınması gerekmemek, cilt temel olarak içilen su ile nem gereksinimini karşılamaktadır. Yani düzenli olarak ve yeterince su tüketmeyen bir insan, dışardan hangi ürünü uygularsa uygulasın cildinin uzun seneler boyunca genç görünmesini sağlayamaz. Çünkü zaten doğal olan kişinin su tüketerek cildinin nem ihtiyacını karşılamasıdır, çeşitli bakım ürünlerini sürerek değil.
Egzersiz yapan insanların dolaşım sisteminin daha sağlıklı bir şekilde çalıştığı artık pek çok insan tarafından bilinmesine rağmen bunun sadece tansiyon veya kolesterol gibi konularda insan bedenine fayda sağladığı zannedilmekte. Egzersiz yapmayı alışkanlık haline getiren insanların cildi de bu durumdan faydalanır ve bu insanların cildinde yaşlanma etkileri daha az görülür. Sağlıklı yaşam için doktorların verdiği tavsiyelerin tamamı, genç görünen bir cilde sahip olarak yaşlanmak isteyenlerin de dikkate alması gereken önerilerdir.